Hem Ekonomik Hem Performans: Peugeot 3008 Hibrit

Yeni Peugeot 3008 Hibrit’in direksiyonuna geçtiğim an, aracın artık “sadece bir SUV” olmaktan çıktığını anlıyorum.

Yeni tasarım diliyle birlikte Peugeot, adeta bir konsept otomobili yola indirmiş. Keskin hatlar, ışıltılı gündüz farları ve aslan pençesini andıran arka stoplar… Hepsi bir araya geldiğinde 3008, dururken bile hareket hissi veren bir dinamizm yayıyor. Özellikle iki tonlu gövde rengi ve gizli kapı kolları, modernliği zarafetle birleştiriyor.

KOKPİTTE NELER VAR?
Kabin kapısını kapattığımda dış dünyadan hemen kopuyorum. İçerisi tam anlamıyla bir dijital kokpit. Peugeot’nun i-Cockpit tasarımı artık tamamen yeni bir seviyede: 21 inçlik kavisli ekran, sürücünün önünde adeta havada süzülüyor. Direksiyon küçük ve sportif, ekrana bakış açısı mükemmel. Malzeme kalitesi üst düzey, yumuşak dokulu yüzeyler, alüminyum detaylar ve ambiyans aydınlatmaları iç mekâna premium bir his kazandırıyor. Aracın en etkileyici yanlarından biri de iç mekân ambiyansı. Akşam saatlerinde mavi LED aydınlatmalar, minimal tasarımla birleşince kabine sanki bir lounge atmosferi veriyor. Koltuklar rahat, uzun yol sürüşlerinde bel desteği mükemmel. Arka koltuk diz mesafesi de oldukça geniş, aile kullanımı için gayet uygun.

GÜÇ ELİNİN ALTINDA
Start düğmesine bastığımda hibrit sistem sessizce devreye giriyor. İlk birkaç kilometre boyunca yalnızca elektrik motoruyla ilerlemek mümkün, şehir trafiğinde sessizce süzülüyorsun. 1.6 litrelik turbo benzinli motorla eşlenmiş elektrik motoru birlikte 195 beygir civarında bir sistem gücü üretiyor ve bu güç otomobile fazlasıyla yeterli. Gaz pedalına bastığında elektrik motorunun anlık torku sayesinde 3008, beklediğinden çok daha çevik bir şekilde hızlanıyor. EAT8 otomatik şanzıman pürüzsüz geçişleriyle dikkat çekiyor. Düşük hızlarda neredeyse hiç vites hissi yok, motorla elektrik ünitesi arasındaki geçişler o kadar yumuşak ki, çoğu zaman hangisinin çalıştığını anlamıyorsun bile. Sessizlik, otomobilin sürüş karakterinin bir parçası haline gelmiş. Ancak Sport moduna geçtiğinde 3008’in yüzü değişiyor. Direksiyon sertleşiyor, gaz tepkileri keskinleşiyor ve motorun sesi daha tok bir tona bürünüyor. Uzun yolda sürüş neredeyse meditasyon gibi. Adaptif hız sabitleyici ve şerit takip asistanı o kadar uyumlu çalışıyor ki, direksiyon başında yorgunluk hissi oluşmuyor. Hibrit sistem sayesinde yakıt tüketimi ortalama 4,5–5 litre seviyelerinde kalıyor; şehir trafiğinde batarya dolu olduğunda bu değer 3 litrelere kadar düşebiliyor. Sessizliği, yakıt ekonomisi ve konforu bir arada sunmak bu sınıfta hâlâ herkesin başarabildiği bir şey değil.

VİRAJ PERFORMANSI NASIL?
Virajlı yollarda dengesi etkileyici. Batarya ağırlığı alt kısımda toplandığı için ağırlık merkezi aşağıda, bu da virajlarda gövde salınımını minimuma indiriyor. Direksiyon tepkileri net, otomobil çizgisini bozmadan ilerliyor. Konfor ve dinamizm dengesi çok iyi ayarlanmış; ne fazla yumuşak ne de yorucu derecede sert. Süspansiyon bozuk zeminleri başarıyla filtreliyor, kabine fazla titreşim geçmiyor. Testin sonunda 3008 Hibrit’ten indiğimde, Peugeot’nun artık Alman rakipleriyle kafa kafaya gidebilecek bir otomobil yarattığına emin oldum. Bu otomobil sadece şık değil, aynı zamanda akıllı, sessiz ve modern bir karaktere sahip. Hibrit sistemin sunduğu verimlilikle birleşen bu premium hissiyat, onu segmentinde bambaşka bir noktaya taşıyor. Eğer şehir içinde konfor, uzun yolda keyif, virajlarda denge ve tüm bunların yanında zarif bir görünüm arıyorsan, Yeni 3008 Hibrit tam olarak bu dengenin somut hali. Onunla yol almak, sessiz bir güç gösterisi gibi.



